2 Şubat 2012 Perşembe

Son Sigara // Bölüm 3



Bora gördüğü manzara karşısında neye uğradığını şaşırmıştı.. Bu küçücük kızın bedeninde olan yara ve bereler Bora'nın da yüreğini sızlattı. Ama kim, hangi cani yapabilmişti böyle bir şeyi...
Bora ne diyeceğini bilemedi, aralarında geçen kısa bir sessizlikten sonra eğildi ve Deniz'in  pijamasını nazikçe indirdikten sonra gözlerinde ki yaşları sildi..
-"Lütfen ağlama, şimdi sadece dinlen ve biran önce iyileşmeyi düşün..!" dedi samimi bir ses tonuyla.
Daha sonra oturduğu yerden yavaşça ayağa kalkarak;
-"Şimdi sadece uyu, yarın her şeyi konuşuruz, kendini daha iyi hissetmen için sana bir ağrı kesici getireceğim.." diyerek aralık olan oda kapısından hızlıca mutfağa gitti.
Odaya geri döndüğünde Deniz'in yattığı yerden kalkmaya çalıştığını gören Bora telaşlandı.
-"Dur ne yapıyorsun?" Diye sordu şaşkınlıkla..
-"Kalkmama yardım eder misin?" cılız ve halsiz bir sesle konuştu Deniz, hala kalkmak için çabalıyordu, son gücüyle konuşmaya devam etti;
-"Lütfen, benim yüzümden rahatsız olma! Ben bir kanepede de uyuyabilirim, ama sen yatağında yatmalısın. "  diye açıklamaya devam etti. Hala olanca gücüyle yattığı yerden kalkmaya çalışıyor ama bir türlü yorgun düşen vücuduna hükmedemiyordu Deniz.
Bir iki denemeden ve büyük bir çabalamadan sonra ayağa kalkamayacağını anlayan Deniz çaresiz ve bitkin bir halde yattığı yere düştü.
Yüzü çektiği acıları yansıtırcasına buruşmuş ve alnında ter damlacıkları oluşmuştu. Bedenine büyük gelen erkek pijamaları içinde inatçı ve yaramaz bir çocuk gibi görünen Deniz'in hali bir an hoşuna gitti ve Bora içtenlikle gülümsedi..
-"Lütfen Deniz, rahat ol bu evde daha bir çok yatak var, ve ben onlardan herhangi birinde yatabilirim. Sen şu ağrı kesiciyi al ve yarına iyileşmeye bak olur mu?" dedikten sonra elinde ki ilacı ve su dolu bardağı Deniz'e doğru uzattı yüzünde ki çocuk gülümsemeyle..
Deniz yapılan bu açıklamayla bile rahatlamamıştı. Kimseye özellikle de kendine bu kadar iyi davranan Bora'ya rahatsızlık vermek istemiyordu ama yattığı yerden de kendi çabalarıyla kalkamayacağını iyi anlamıştı. Bora'nın söylediklerini çaresiz kabul etti ve minnettar bir şekilde başını kaldırarak, Bora'nın yeşil ve ela karışımı gözlerine baktı, gözleri tekrar dolu dolu oldu. Kendine uzatılan ilacı ve suyu almak için ellerini uzattı, öylesine halsizdi ki kollarına bile hükmedemedi..
Deniz'in kollarını bile kaldırmaya gücü olmadığını anlayan Bora tekrar kızın yattığı yatağın kenarına yavaşça oturdu ve kızın başını usulca kaldırarak önce ilacı verdi ve sonra su dolu bardağı tutup ilacın ardından suyu içmesini sağladı ve Deniz'in başını tekrar yavaşça yatağa bıraktı..
İlaç ve su içme işlemi bittikten sonra Bora hiç konuşmadan ayağa kalktı ve tekrar mutfağa gitti. İçeriden gelen dolap kapatma ve su sesinden sonra odaya elinde bir sürehi ve bardakla tekrar döndü. Bunları Deniz'in baş ucunda ki komidinin üstüne koyduktan sonra gece lambasını yaktı. Kapıya doğru ilerleri ve kapıdan çıkmadan tekrar Deniz'e dönüp;
-"Şimdi uyu ve iyice dinlen, umarım sabaha daha iyi olursun." dedi.
Gözleri hala nemli olan Deniz, karşısında duran ve kendine bir sürü iyilik yapan bu adama minnettar bir şekilde baktından sonra kısık bir sesle;
-"Teşekkür ederim." diyebildi.
Bora sadece gülümsedi ve -"İyi geceler." diyerek ışığı kapattı ve odanın kapısını yarı aralayarak oradan ayrıldı.
Deniz, Bora'nın ardından bir müddet öylece bakakaldı. Nihayet kendiyle baş başa kaldığında gözlerinde ki yaşları o kadar bastırmıştı ki Bora'nın uzaklaştığını anlar anlamaz yine ağlayama başladı. Bora'yı düşündü önce, sonra bu güne kadar karşılaştığı diğer erkekleri..
Dünyada hala böyle insanların olduğuna inanamıyordu, gördüğü onca zulümden uğradığı onca tacizden sonra, bir erkek onu yalnız oldukları bir evde soymuş giydirmiş ama vücudunda ki ilk bakışta görülecek kadar belirgin olan yaralarını görmemişti, yani nerdeyse hiç bakmamıştı.. Nasıl olabilirdi böyle bir şey? Hala böyle dürüst ve ahlaklı insanlar yaşıyor olabilir miydi? Oysa Deniz bu güne kadar böyle iyi yürekli insanların hep masallarda ve romanlarda olduğunu düşünürdü. Ama vardı işte ve Deniz'e bir sürü iyilik yapmıştı.
Deniz gözyaşları içinde sessiz sessiz ağlayama devam ederken Bora'yı ilk gördüğü günü anımsadı.. Bir ay kadar önce çalıştığı kafede ilk defa farketmişti Bora'yı. Kalabalık bir arkadaş grubunun oturduğu bir masada gitar çalıyor ve insanın içine işleyen sesiyle şarkı söylüyordu. Gitarı eline alıp şarkı söylemeye başladığında tüm kafe susmuş ve onu dinlemeye başlamıştı. Her bitirdiği şarkının ardından kıyamet gibi alkış alıyordu. Deniz de ilk defa o gün farketmişti, Bora şarkı söylerken öyle mutlu görünüyordu ki Deniz kıskanmış ve hayran kalmıştı. Ondan sonra iki günde bir geldiğini ve hep aynı masaya oturduğunu anlamıştı Deniz sesine ve gözlerine hayran kaldığı bu yakışıklının. Yüzünde ki saflık ve temizlik öylesine farklıydı ki Deniz kafeye her geldiğinde dakikalarca onu uzaktan izliyor ve her gün hayranlığı biraz daha artıyordu. Ama yüzü ne kadar masum ve yakışıklı olursa olsun onunda diğer erkekler gibi acımasız ve kötü olduğunu düşünüyordu.
-"Oysa ne kadar yanılmışım.." Kendi kendine mırıldandı Deniz ve tekrar Bora'yı gördüğü ilk günü düşünerek gözlerini yumdu...
...
Bora'nın aklı karma karışık olmuştu. Deniz'e hem hayran olmuş hemde üzülmüştü.. Vücudunda ki yaralardan onunla karşılaşmadan önce çok acı çektiğini anlamıştı. Ama onun hikayesi neydi? Neden kimsesi yoktu? ve bunca kötülüğü bu kadar saf ve kırılgan bir kıza kim yapmıştı? Nasıl kıymışlardı.. Aklında bir çok soru işaretiyle yan odada ki yatağa uzandı. Uykusu yoktu, varsa bile aklını meşgul eden o kadar çok şey vardı ki bu halde uyuması imkansızdı. Yattığı yataktan doğruldu ve odanın diğer ucunda bulunan kitaplıktan rastgele bir kitap aldı ve yatağa geri döndü. Eline aldığı kitabı okumaya başladı. Belki bu şekilde uykum gelir diye düşündü.
Bora aradan kaç saat geçtiğini bilmiyordu, yan odadan acı içinde yalvaran bir ses geldiğini duydu. Kitaba öylesine dalmıştı ki bir an için evde Deniz'in olduğunu unutmuştu. Biran duraksadı, o gün başından geçen olayların bir şerit halinde aklına yansımasıyla Bora'nın yerinden kalkması ve yan odaya geçmesi bir oldu.
Odanın kapısını yavaşça açtığında gece lambasının kısık ışığında Deniz'in huzursuzca kıpırdadığını ve başını bir sağa bir sola çevirdiğini, sürekli yalvarır bir sesle bir şeyler söylediğini gördü. Alnında damla damla terler birikmiş ve yanakları ağlamaktan ıslanmıştı. Belli ki kâbus görüyordu. Bora biraz daha yaklaştığında Deniz'in sayıkladığı şeyleri yarım yamalakta olsa duydu.
-"Ne olur, ne olur bırak gideyim, ne olur yapma.. Vurma.." diye Deniz ara ara yükselen ara ara yalvaran bir ses tonuyla sayıklıyor ve hıckıra hıckıra ağlıyordu.
Genç kızın bu haline içi dayanmadı ve hemen yanına yaklaşarak yavaşça omzuna dokundu.
-"Deniz, uyan.. " diye seslendi. Kız gördüğü kabusa öylesine dalmıştı ki Bora'nın ilk seslenişini hissetmemişti bile. Bora ikinci kez biraz daha yüksek bir sesle;
-"Deniz lütfen uyan, kâbus görüyorsun.." diye telkinde bulundu.. Bu sefer elini yanağına götürmüş ve yaralı bir ceylan sever edasıyla hafifçe dokunmuştu genç kızın ıslak yanağına. Bora'nın dokunuşuyla koyu bir kâbusun içinden uyananan kız anlık bir refklesle Bora'nın umzuna atladı ve sıkıca sarıldı.
-"Lütfen, lütfen beni yalnız bırakma.." diye ağlamaya başladı. Bora ne yapacağını bilemedi. Deniz'in sırtını sıvazlayarak;
-"Şişşş, geçti. sadece bir rüyaydı" diyerek onu rahatlatmaya çalıştı.
Birkaç dakika bu şekilde kaldıktan sonra Deniz'in hıckırıkları kesildi ve yavaş yavaş kendine geldi. Bora'nın omzuna öylesine sıkı sarılmıştı ki genç adam yerinden kıpırdayamıyordu. Deniz kollarını gevşetti ve biraz geri çekildi..
-"Özür dilerim.." Bir kabahat işleyen ve yaptığından utanan bir çocuk edasıyla özür diledi. Kızın halini gören Bora Deniz'in içini ısıtan içten bir gülümsemeyle karşılık verdi.
-"Önemli değil, sadece bir rüyaydı. Şimdi tekrar yat ve uyu. Korkma ben yan odadayım." diyerek ayağaka kalktı.
Deniz'in elleri hala Bora'nın kollarındaydı ve ayağa kalkmak üzere olan adamı son anda yakalayarak;
-"Gitme, ne olur beni yalnız bırakma.. Bu gece yanımda yat olmaz mı? Lütfen" diyerek Bora'nın sıkıca tuttuğu kollarını bırakmadı..
Bu istek karşısında şaşıran Bora;
Sadece -"Ama.." diyebildi. Deniz'in ısrarı karşısında ne yapacağını şaşırmıştı.
-"Biliyorum, çok şey istiyorum ama çok korkuyorum beni yalnız bırakma, söz seni rahatsız etmem. nefes aldığını duyayım bana yeter. Lütfen" diyerek yalvarmaya devam etti Deniz..
Kızın ürkmüş ve perişan halini gören Bora kendisi için sorun olmadığını belirterek bu isteğini kabul etti.
-"Peki sen öyle istiyorsan.." diyerek kendisine yer açmak için yatağın kenarına kaymış olan Deniz'in yanına yavaşça uzandı. Genç kız küçük bir çocuk gibi, yanına uzanan adamın omzuna başını koydu ve gözlerini yumdu.. Sıcacık bir göğüse başını dayamanın huzuru ile gözlerinde ki yaşlarla uykuya daldı.
...
(Devam Edecek)


Nursalkımın..

1 yorum:

  1. 1-2 okudum ve burdayım..
    1.2 için sözüm yok ama 3. bölümde çok hızlı gelişmiş olaylar .
    Bu kadar çabuk olmasına , denizin borayı yanına yatması için ısrar etmesine kızdım
    4. bölümde bi açıklaması vardır muhakkak ... bakalım :)

    YanıtlaSil