18 Aralık 2015 Cuma

..



Her kaybediş biraz daha çaldı ruhumdan..
Her tükeniş benliğimden parça parça götürdü!
Ümit artık mucize benim için..
Düştüm kalkamıyorum!
Huzur artık imkansız benim için..
Dondum çözülemiyorum!
Renkleri gittikçe sönüyor tüm kimliğimin,
Hislerim acıyor, yürek artık iflah olmaz..
Ne mümkün böyle yaşamak!
Kayboldum bulamıyorum...
Kelimeler gittikçe yitiyor özümde,
Çaresizim, susuyorum..
Öyle derinden kırıldım ki,
TARİFSİZİM, ölüyorum.


Rabbim beni bırakma,
Tükendim, Mecalsizim..
Yapayalnız bir başıma,
Korkuyorum, Kimsesizim..




Nursalkımın..

15 Aralık 2015 Salı

Satılık Cümleler / Saklı Sözler..



Sahibinden,
Az ve temiz hislerle kullanılmış,

-"Seni Seviyorum!"
-"İyi ki varsın, iyi ki benimlesin, iyi ki benimsin!"
-"Ölene dek hep birlikte olacağız!"

cümleleri sonsuza dek satılıktır..

Ben;

Kefaleti ağır bir sevdanın, "yüreğimdeki kırıklarda asılı kalan";

-"Özledim!" sesi ile yetineceğim...







Seni seviyorum..
Aramızdaki yakın mesafelere, uzak yıllara aldırmadan!
Tüm yasaklara takılmadan!
Ruhum hür, yüreğim özgür..
Seni senden bile saklıyorum,
Ellerime ve dilime vurulan tüm kelepçelere rağmen;
Seni yüreğimde biriktiriyorum..
Sesi soluğu olmayan gözlerinin derinlerine bakarak,
Bak işte söylüyorum..

SENİ SEVİYORUM!





Nursalkımın..

11 Aralık 2015 Cuma

Bırak..


Sen misin gönlüme gizlice yazılan..
Sen misin tüm dertlerime derman..
Sen misin adı dilime takılan..

Sana yar desem,
Gel, yüreğinin evine var desem..
Gönül bahçemden bir gonca gül dersen..
Sonra hiç ummadık bir anda çıksan gelsen..
Sana yar desem..

Sabahı olsan akşama varmış ruhumun,
Yağmuru olsan çatlamış umudumun..
Güneş olsan, güneşim olsan..
Bana gün gibi doğsan..

Yüreğimde yarını olmayan bir yara,
Ellerini sürsen, sürsen de ah bir gülsem..
Bal desem sana, balım desem..
Can desem sana, CAN'ım desem..
Can olsan bana, canım olsan..,
Derman olsan feri sönmüş bakışlarıma..
Yar olsan bana, yarim olsan..

Tam tükenmişken ben çıksan gelsen..
Hiç ummadık bir anda yaralarımı sarsan..
Bir buse kondurup hayallerime, beni sevsen..
Yar desem sana, yarim desen..
Gel, yüreğinin evine var desem..
Gönül bahçemden bir gonca gül dersen..
Sonra hiç ummadık bir anda çıksan gelsen..
Bana yar desen....









Nursalkımın..

9 Aralık 2015 Çarşamba

Su Gibi..



Aklıma düştün ya şimdi,
Su gibi, yağmur gibi..
Dudaklarımın kıvrımları andı ya seni,
Tebessüm mü, hüzün mü bilemeyeceksin..
Kar gibi ruhun, baktıkça sana üşüdüm ya,
Eğer benim olsaydın, seni nasıl severdim bilemeyeceksin..

Şiir gibi sevecektim belki, belki yosun tutmuş bir deniz kabuğu gibi..
Sıcacık saracaktım, bütün üşüyenlerini..
Üfleye üfleye alacaktım içinde kanayan tüm hüzünleri..
Senin olacaktım, benim olacaktın.

Sen!
Sevda mısın?
Şu garip başıma bela mısın?
Ben deli miyim?
Neden böyle sana divaneyim..?

Gel gece gözlü sevgili..
Perişan bir aşka kurban etme beni..
Bakışlarında ışıldayan deli bir yıldız olayım!
Gel bırakma tek başına düşlerimi,
Zira artık benim için çok geç!
Gözlerine bakmadan bir daha göremem..
Karanlıklara terk etme beni,
Sen olmadan artık kendimi sevemem!








Nursalkımın..

4 Aralık 2015 Cuma

Girdap



Canım yanıyor..

Yağmurlar yağmıyor bu sefer saçlarıma..
Yıldız misali düşmüyor fer bakışlarıma!
Iskalıyorum skalayı her defasında!
Tutturamıyorum hayatı bir türlü..
Tutamıyorum köşesinden hayallerinin!
Dokunduğum her kırık batıyor avuçlarıma!
Neresinden yakalasam elimde kalıyor ahlarım!
Boğazıma gelip mesken tutan bir yumru var!
Ya fazla geliyor bana oksijen,
Ya yaşamak nefes darlığı..
Özüm sigara misali, benden çektiğin her nefes kor ediyor bedenimi..
Önce yanıyor, alev alıyor parlıyorum!
Dudakların dokunduğunda dudaklarıma,
Bir hoş oluyorum!
Nefesimi çekip her aldığında benden, can alıcı ateş kırmızısı kesiliyorum..
Sonra bitince iç çekişler, sönüyor, bir bir kepeklenmiş griye dönüyorum..
Parça parça, pul pul..
Esen her deli poyrazın girdabına kapılıp savruluyorum,
Bilinmez kara kuyulara salınıyorum!
Her içe çekişin tekerrürden ibaret bir daha külleniş oluyor bana!
Beni kullanıp kullanıp atıyorsun her defasında!
Dibime kadar içiyorsun umutlarımı!
Olsun diyorum, nasılsa meftunum ya sana!
Nasılsa yaşam da sen ölüm de!
Diyorum "Lütfun da hoş Kahrın da!"
Alışıyorum dudakarına, canım yansa da umudum yine değmek olunca tenine,
Acın bile hediye oluyor ruhuma!
Ve işte tam o anda kuruttuğun varlığımı ya yetiremiyorum sana!
Ya da tükenmişliğim fazla geliyor delikanlılığına!
Kirletip atıyorsun kalbimde ki bekareti bir kenara!
Ruhuma bile bile tutuşturduğun ateşi söndürmek için eziyorsun beni laf tablaların da!
Kanıma dokunduğunu bile bile sensizliğin, itiyorsun beni sabahı olmayan yarınlara!

Gelmeyeceksin biliyorum, bir daha asla sana varmayacak yollarım!
Hayat hep böyle devam edecek tökezleye tökezleye!
Ne zaman bir taşa ayağım takılsa yine senden bileceğim!
Kahretsin hem seni suçlayacak, tüm günahlarıma sen sebep oldun diyeceğim!
Hem de deli gibi özleyip seni, kana kana hasretini çekeceğim!

Her şeyi bitirdim varlığa dair!
Bir seni tüketemiyorum işlediğin fendimden!
Ben bile uzaklaştım da ruhuma varan sapaklardan,
Bir senin izini silemiyorum kendimden!






Nursalkımın..

30 Kasım 2015 Pazartesi

Umut Avcısı 2 / Hikayemsi




Hatırında kalan o kremsi bakışlar, o bakışların içinde ki hüzün ve yüzünde ki solgunluğun tınısı, ah nasıl oluyordu da bir türlü etkisinden çıkamıyordu..
Yine hatırlamıştı tüm bunların sebebi olan günü..
En fazla 18 -19 yaşlarında ki kız o gün deniz kenarında ki kuytu bir köşede eskimeye yüz tutan bir bankta oturmuş kendi kendine bir şeyler mırıldanıyordu. Grimsi ve soğuk hava akşam ayazına yüz tutmuş, karşı yakanın huzurdan uzak ışıkları bir bir titremeye başlıyordu. Etrafından geçen onlarca insan ve arabanın hiç birine aldırmaksızın donuk bakışları sadece bir noktaya kilitlenmiş öylece bakıyordu.

Aslında umutlarını avladığı tüm avlar(insanlar ) genelde ağlardı. Bu işin en kötü yanı umutlarını sömürdüğü insanların acılarının bir kısmını mecburi bir şekilde benliğinde hissetmesiydi. Ve bu mecburi-acılı hislerin büyük bir bölümü ağlamak denilen şeyin gözlerde bıraktığı batıklaşmaydı.. Bu hislerden uzaklaşmak için genelde kurbanlarını sonuna kadar tükettikten sonra hızlıca bir başkasının yeni filizlenen beklentilerine koşardı.

O gün ise beklediğinin aksine sadece avuçlarında üşüme hissedebilmişti ve bu durum istemeden de olsa o kızı izlemeye itişti kendisini.. Çok garip bir insandı bu, ilk defa başka umutlar dikkatini çekmiyordu, içinde karşı koyamadığı bir hisle bu kıza takılıp kalmıştı. Kızın oturduğu bankın yakınında ki bir çöp kutusunun paslı demiri oluvermişti sırf onu izleyebilmek için.

Neden buradayım ne yapıyorum ben diye düşünürken sonsuz yaşamı içinde ilk defa o gün topladığı tüm umutların içinde sadece birinden etkilenmişti.
Hissettiği bu garip duygu çok başka bir şeydi. Fark etti ki izledikçe o insanın tüm hislerini içinde hissedebiliyordu. Avuçlarının üşümesinin yanında dudaklarının sağ yanı acıyordu..
Bu nasıl olabiliyordu aklı almıyordu bir türlü? Bakışların acımasına alışıktı ama olmayan dudaklarının acıması garipti. İlk defa bütün bir insan gibi hissedebiliyordu. Tamam gözlere alışkındı ama dudaklar ve tuzlu bir tat..

Gözyaşının kokusunu alabiliyordu, her şeyin kokusunu alabiliyordu ama tat denen duygu farklıydı, koktukları gibi değildi. Tüm bunlar ona o kadar yabancıydı ki, Umut avcısı eskilerden duyduğu bir efsaneyi araştırmaya karar verdi. Kendisi hiç aldırış etmemişti ama yılda bir bir araya geldiği diğer avcıların ağzından düşmeyen o efsaneyi şimdi ilk defa dinlemek istiyordu.

Kıza bakmayı sürdürürken, kızın bakışlarında ki donukluk ve duygudan yoksunluk içini titretmişti. bu insan denen varlık nasıl bir şeydi?

(Devam edebilir, Sanırım..)

---------------------------

Gün kaça vurdu, mevsim hangi saat?
Söyle bana günlerden kış mı? yaz mı?
Yoksa yüreğim gibi yer gök ayaz mı?

Geçerken bir iklimime uğra sevgili,
Gönül sensizken fark etmiyor artık!
Dünya da filizlenen  ışık çok mu, az mı!




Nursalkımın..

26 Kasım 2015 Perşembe

Umut Avcısı / Hikayemsi



Ellerine dokundu önce demek ki hissetmek böyle bir şeydi ve vücudunun sol tarafında ki karmaşık çarpıntı, gelip boğazına oturan ağır bir yük, dalga dalga olan bakışlarının deli bir buğuya yenilmesi tüm bunlar yaşam denen duygunun belirtileri miydi? Yıllardır bunun için mi çabalamıştı?

Karşısında ki canlıya baktı, Ancak o anda artık kaybedecek bir şeyi olmadığını hatırlayabildi, bir parça karanlığın ellerinde sadece imkansızlıklara ulaştığını iyi biliyordu.. Dokunduğu ne varsa çürümeye yüz tutuyordu sanki, bir lanetin evrene tecellisi gibiydi..

Koştu.. Yaşanmışlıkların üzerine çektiği çizginin seyrinden çıkmaktı sanki niyeti ama ne kadar koşarsa koşsun, ne kadar giderse gitsin bu sadece ayaklarının boşa debelenişiydi.. Zira içinde ki çarpıntıdan, gözlerinde ki buğudan, boğazında ki yumrudan bir türlü uzaklaşamıyordu.

Etrafını çevereleyen zifiri karanlıkta tutunmaya çalışan bir kaç metruk hayalden ve uzun bir direğe asılı kalmış, yanıp sönen umut ışığından başka bir şey yoktu görebildiği kadarıyla..
Bu virane  şehrin, asık suratlı sokaklarında ne kadar da hüzün vardı böyle, burnuna gelen gözyaşı kokularından midesi bulanmıştı. Arada bir duyulan çapsız ve utanması olmayan bir kaç kahkahanın da soğuk yankısı vardı..

Hikayeler peşinde koşmaktan bıkmıştı, umut avcısı sonunda kendini azat etmişti başkalarının üzüntüleri üzerine kurduğu yaşamından.. Takipçi olmak ve sürekli avlamak zor geliyordu. Üstelik acı çekmenin dramatik sarhoşluğuna isteyerek talip olmuştu.

İyi mi etmişti kötü mü bilmiyordu, sadece artık yorulmuştu..


(Hikayemsi devam edebilir... Belki)

----------------------

Sana adandım sevgili,
Sonuna kadar açtım benliğimi,
Buyur gir içeri,
Ne istersen, nasıl istersen EYVALLAH....






"Hiç sevmedim kimseyi senin kadar
 Çok yalnızım,
 Seninle bir yarım bir yarım..
 Yok, söylemeden olmaz!
 Ben sana aşığım, BEN SANA AŞIĞIM!

 Eğer elindeyse ne olur çal kapımı,
 Eğer yüregindeysem ne olur sil göz yasımı.."


Nursalkımın..

23 Kasım 2015 Pazartesi

Kaybettim !



Anne..
İçimde tutamadığım, yanan, kanayan dilsiz bir acı var...
Ben usta bir oyuncuyum aslında, öylesine güzel ve derin maskeliyorum ki kederlerimi..
Bazen ben bile şaşırıyorum kendime..
Belki küçük sayılabilecek hazanlar benim bünyemde deprem oluyor anne, büyüdükçe büyüyor..
Fırtınalar esiyor, sel olup taşıyor..
İçimde tuttukça yutuyor, yuttukça tüketiyor beni..

Çözümsüz sancılarım var anne, ilaçsız ağrılarım, kabulsüz dualarım..
Kirli bir kalbim, kırık bir yanım..
Unutamadıklarım var bir de unutmuş gibi yaptıklarım..
Kelimeleri toplayıp demet yapsam da tarif edemeyeceğim sızılarım var..
Koyu lacivert sırlarım..

Anne, hep soruyorum kendime ben kimim?
Neden içimde ki dünya böylesine yoksun ve karanlık..
Neden umutlarıma hep imkansızlık kelepçeleri vuruyorum..
Neden gitmek istedikçe ayaklarım çivileniyor hayallere..

Artık hayal kurmak ve rüya görmek de istemiyorum..
Peki gerçek dedikleri şey ne anne?
Hangisi daha gerçek ki?
Uçtuğum, çiçek açtığım zihin penceresi mi, her şeye rağmen yaşananlar mı?
Hüzünler mi? Sevinçler mi?
Hangisi daha yakıcı ve yıkıcı..
Hangisi daha masum..
Hangisi benim anne?

Ben araftayım anne, sıkışıp kaldım..
O kadar çok kaybettim ki hayat çizelgesinde..
Şimdi yağız bir isyanın ters ve çıkmaz sapaklarında yolumu da kaybettim
Ve en çok da kendimi...
Kaybettim, arıyorum ama artık bulamıyorum anne..
Bulamıyorum...

Sığamıyorum  içime, savunmasızım..




Ben ne zaman büyüdüm, oysa ben hep çocuk kalmak istemiştim..







Nursalkımın..

17 Kasım 2015 Salı

Gel..



Gel,
Gel ey rüyalarımın efendisi..
Masivadan dola boynuma kaderini..
Hükmün fermanımdır başım üstüne..
Gel ey gece gözlüm,
Varlığın varlığım üstüne..

Gel, ıssız sokaklarımda mavi güller açsın,
Gel de, kederine tutkun bu kara matem artık bitsin!
Denizlerim ol, hırçın dalgaların soğuk tenime sinsin! .
Gel, sarmaşıklar misali sarılayım dallarına,
Gel, tüm ümitlerim kokunla yeniden yeşersin!..

Gel, ey ruhuma katre katre işleyen!
Gel de yeninden bul beni!
Sevda ile var et ağlayan gülüşlerimi!
Bir aşkı bırakıver usulca gönlümün surlarından içeri!
Bahar olsun tenimde,
Aşk koksun yüreğimde,
Çiçekler açsın gözlerimde!

Gel ey sevgili..
Yağmur ertesi açan ebem kuşağı gibi..
Yedi renginle boya beni,
Bilmez misin sanki?
Hasretim ben öylesine sevilmeye..
Gel de baştan yaz kaderimi!

Ey gece gözlü sevda diyarım!
Sen gel yeter ki...









Nursalkımın..

13 Kasım 2015 Cuma

Bana Dair..




(Bana ait bir karalama)

Bu gün biraz değişiklik olsun istedim ve daha önceden başka birine sormak için derleyip bir araya getirdiğim soruları kendim cevapladım.. İşte sorularla ben..


En sevdiği renk nedir?

- Mavi.

Bucun nedir ve ilgilenir misin?

- Kova, burçlarla ilgilenmem.

Seni derinden etkileyen bir film var mı?

- Esaretin Bedeli - Titanic

En sevdiğin yemek?

- Etli lahana dolması :)

Yemekten hoşlanmadığın ya da hiç yemediğin bir yemek var mı?

-  Bakla.

Peki yememenin herhangi bir nedeni var mı?

- Tadına alışamadım.

Seni en çok etkileyen şehir / şehirler?

- İstanbul, henüz gidemesem de Medine..

Genel olarak nasıl vakit geçirmekten hoşlanırsın?

-Çalışırım, müzik dinlerim, dizi/film izlerim, çokça gezerim. Ama en çok 'SU' ile haşır neşir olmaktan hoşlanırım. özellikle yüzmeyi çok severim..

Mesleğin nedir ve bu mesleği neden seçtin?

- Yazılımcıyım, program yazıyorum. İmam hatip lisesi çıkışlıyım ve benim mezun olduğum dönemde  üniversite için İlahiyat'tan başka sansım yoktu aslında doktor veya mimar olmayı isterdim lakin olmadı.. Teknolojiye olan merakımdan yazılımcı oluverdim.

Şuan için önündeki en büyük hedefin nedir?

- Huzur bulmak (!)

Vaktini nerelerde geçirmekten hoşlanırsın? Sıkça gittiği özel bir yer var mı?

- Deniz'i izlemeyi severim ve sık sık sahile giderim. Fethi Paşa Korosu sık ziyaret ettiğim yerlerdendir.

Takip etmekten özellikle zevk aldığın yazarlar veya siteler var mı?

- Sevdiğim ve sıkı takipçisi olduğum bloglar var. Yazar olarak ise Münir Derman en etkilendiklerimden..

Dinlemeyi sevdiğin müzik türü nedir ve müziğini sevdiğin sanatçılar?

- Her şeyi dinlerim ama 90'lı yılların slow şarkılarını ve belli başlı sanatçılarını ayrıca severim. Bir de Arapça slow ve Hintçe hareketli şarkılar dinlemeyi severim.

Sende iz bırakan şarkı hangisidir?

- Gökhan Kırdar - Yerine Sevemem (bu şarkıyı dinlemeye tahammül edemiyorum.)

Kendine dair hatırladığın ve kötü sayılabilecek en eski hatıran nedir?

- Kardeşimin vefatı... Hayatımın dönüm noktasıdır, gençliğe adım attığım yıllarımda ki suskunluk sebebimdir..

Çocukluk korkularını anlatır mısın?

- Mahallemizde yaşanan bir cinayet sebebi ile yatak altlarından ve karanlık olan tüm boşluklardan korkardım. Dozer vb. aletlerden büyüklükleri sebebi ile korkardım. Bu korkularım hala devam eder.

Kendine dair hatırladığın ve seni mutlu eden en eski hatıran nedir?

- Köyümüzde ki çocukluk anılarım, taflan ağaçlarının üstünde evcilik oynamak..

Gitmeyi çok istediğin özel bir ülke var mıdır?

- Fas'ı ve İskandinav ülkelerini çok merak ediyorum ama ilk gitmek istediğim yerler Medine ve Mekke..

Peki, hayatında iz bırakan özel biri var mı? Varsa kim?

- Var...

Sana ilginç gelen ve en çok sevdiğin kelime nedir?

- "Can"..

Peki, söylenmesinden hiç hoşlanmadığın, sevmediğin bir kelime var mı?

- "Lan"..

Seni en çok ne heyecanlandırır?

- Maceraperestim ve maceraya dair her şey beni heyecanlandırır..

Heyecanını ne kırar?

- Sabit fikirli ve kibirli insanlar.

En son ne zaman ve ne için ağladın?

- Her yazdığım şiirde bir damla da olsa gözyaşı vardır... Her şey için ağlayabilirim ben. Sokakta gördüğüm bir dilenciye, haberde izlediğim hasta birine.. Aslında ağlamayı severim, en çok insancıl olduğum an gibi gelir bana.

Senin için kıymetli olan, durumunun değişmesini istediğin ama müdahale edemediğin şeyler / kimseler var mı?

- Evet, tüm çocuklar.  Sihirli bir değneğimin olmasını ve tüm çocukların gönlünden geçenleri yapabilmeyi isterdim..

Görünmez olsaydın ilk ne yapmak isterdin?

- Bende kalsın ..

Gerçekten büyüdüğünü ne zaman ve nasıl hissettin?

- Lise 1. sınıfa giderken başörtüsü olayları yaşayıp da polislerin bize olan tavırlarını gördüğümde çok büyümüş hissetmiştim..

Kazandığın ilk parayla aldığın ilk şey nedir?

- İlk maaşımın neredeyse yarısını sevdiğim birine verdim ve kalanı ile aileme hediye aldım..

Kendini en iyi hissettiğin anlar ne zamanlardır?

- Uyuduğum (düşünmekten uzaklaştığım) zamanlar ve Ebrû yaparken ..

En imkânsız isteğin/hayalin nedir?

- Hiç yaşamamış olmak..

Eğer sen "nursalkımı" olmasaydın kim olmak isterdin?

- Dünyada ki zulmü durdurabilecek kadar güçlü biri olmak isterdim..

Uyumadan önce genellikle aklına gelen bir şey/biri var mı?

- Var ve bu yüzden uykuya dalma problemi yaşarım..

Başını belaya sokan en büyük yaramazlık hatıran nedir?

- Lisede iken sınıf başkanıydım ve arkadaşlarım dersten kaçtığında bir yerden tevafuken elime geçmiş olan ve sınırlı sayıda olan boş yoklama fişleri ile normal yoklama fişlerini değişir ve fişlerin üzerinde ki imzaları taklit ederdim. Ve bir defasında bunu yaparken müdür yardımcısına yakalandım :(

Sana geçmişinde bir şeyi değiştirme, geri alabilme şansı tanınsaydı bu ne olurdu?

- 13 yaşımda ki halime gider ve kulağıma bir şey fısıldardım..

Hangi doğal yeteneğe sahip olmak isterdin?

- Uçmayı ve insanların acısını hafifletecek/iyileştirebilecek özel bir güce sahip olmayı isterdim.

Hayatında başardığın ve en zor olduğunu düşündüğün şey nedir?

- Unutmak, alışmak..

Yarın öleceğini bilseydin şimdi ne yapmak isterdin?

- Her zaman yaptığım gibi tövbe etmek ve içimdekileri sahibine anlatmak isterdim .

Ölü ya da yaşayan her hangi biriyle bir defa karşılaşma fırsatın olsaydı bu kim olurdu?

- Hz. Muhammet Mustafa (s.a.s.)...

Hangi hayali kahraman olmak isterdin?

- Bir melek olmayı isterdim..

Kendinde sevdiğin en iyi yön nedir?

- Grursuzum..

Peki, sevmediğin en kötü yön?

- Tezcanlıyım, kararsızım, çok çabuk inanırım ve çok güvenirim..

Kardeşin var mı? Nasıl geçinirsin?

- Tek bir kardeşim var ve canımdan çok severim..

Hayatında hiç yapmam dediğin bir şey var mı?

- Büyük konuşmamaya çok çok özen gösteririm ve bu yüzden "BÜYÜK KONUŞMAK" derim..

Peki, er ya da geç şunu mutlaka yapacağım dediğin bir çılgınlık var mı?

- Bir gün geleceğe dair tekrar hayal kuracağım..

En sevdiğin meyve nedir?

- Böğürtlen.

En sevdiğin mevsim?

- İlkbahar ama yeşillenen toprağa, lapa lapa yağan kara, damla damla yağan yağmura aşığım..

Peki, hiç şiir yazdın mı? Ve yazdıysan paylaşabilir misin?

- Yazdım ve zaten çoğunu burada paylaşıyorum :)

Hiç mektup yazdın mı? Kısaca konusu ve kime yazıldı?

- Evet yazıp göndermediğim ve yıllardır sakladığım bir mektup var, konusu sitem.

Oturup, gelip geçen insanları izlemek için sence en iyi yer neresidir?

- Sahiller ve toplu taşıma araçları..

İnsanlardan duymayı en çok sevdiğin kelime nedir?

- Allah'a emanet ol..

Bu gece öleceğini bilsen bazı insanlara bazı şeyleri söylememiş olmanın pişmanlığını hisseder misin? Peki, neden söylemedin?

- Sanırım pişmanlık duyardım. Çünkü söyleyemezdim..

Günün birinde çocuğunun doğduğu hastanede bir yanlışlık yapıldığını ve çocukların karıştığını öğrendin, öz çocuğunla, büyüttüğün çocuğu değiştirir misin?

- İmkanım varsa ikisini de alırdım..

Bir yemeğe davetlisin ve önüne tanımadığın bir yemek konuyor. Tuhaf haline ve pek iştah açıcı görünmemesine rağmen tadına bakar mısın?

- İslami usullere ve hijyen kurallarına uygun ise evet, tadına bakardım.

Evin ve içindeki eşyaların yanıyor. Aileni ve kendini kurtardıktan sonra bir kez daha içeri girme şansın var. Ne kurtarırdın?

- Resimlerim, şiirlerimi ve yazılarımı..

Sen hiç yağmurun altında ağladın mı? Neden?

- Evet ağladım, kalbim kırılmıştı..

Kendimle ilgili 3'ü doğru 4 şey nedir? (hangisi yalan okuyan buluyor)

- Hüzünlüyüm, deliyim, korkağım, merhametliyim.

Aşkı nasıl tarif edersin?

- Akıl tutulması, ruh huzuru..

İlk defa kaç yaşında âşık oldu?

- Gerçek olarak aşkı ilk defa 19 yaşında yaşadım..

En çok hangi çiçeği seversin.

-Mavi Gül'ü..

En sevdiğin hayvan cinsi nedir?

- Atlar..

En korktuğun hayvan cinsi nedir?

- Böcek familyasını sevmem. Tam olarak korku değil ama sevmem.

Olmazsa olmazın, yanından ayırmadığın bir şey var mı? Nedir?

- Kalem ve krem. Ellerimi yıkadıktan sonra krem sürmezsem hiç bir şeye dokunamam.

Hayatında iz bırakan ve en mutlu olduğunu hissettiği an nedir?

- Bir vapur gezisi...

Hayatında kendini en çaresiz hatırladığın an nedir?

- Annemin, hastalığına çare olmayan ve artık ölmesi için eve gönderilen kardeşimi son kez "Kızımın cennette saçları olacak ve melekler toka takacak" sözleriyle severken gizlice izlediğimde henüz yaşıyorken kardeşimin ölümünü kabullenmek çok zordu ve o gün ki kadar çaresiz kaldığım olmamıştır sanırım.

En çok hangi konular üzerine konuşmayı seversin?

-  Bilimsel gerçekler, uzay ve tarih hakkında sohbet etmeyi severim. Ayrıca Allah aşkı içerikli sohbetlere ve kıssalara bayılırım.

En çok hangi konuşmalardan kaçarsın?

- Siyaset ve fanatiklik içeren her konu.

Hoşlanmadığın tipler/kişiler var mı?

- Merhametsizler, her şeyi bildiğini sanan kibirli insanlar. Ayrıca elinin altında olan makamı kişisel çıkarları için kullananlar..




Sorular ve cevapları bu kadar. bu Post'un şarkısını es geçmek istemedim..



Dünyada ölümden başkası yalan...
13.11.2015 Zeliş



Nursalkımın..

11 Kasım 2015 Çarşamba

Ve'sair..



Hangi kelam dile getirir bende ki seni?
Telaffuzuna bile yetemiyorum..
İçimde ki nasıl bir nehirdir ya Rabbi!
Setler çekiyorum da durduramıyorum..

Hazana kucak açmış ve artık susmuş şair..
Bir merak içinde "Sen kokusuna" dair,
Kanaviçe gibi işlenirken aşk  yürek duvarlarına,
Geriye ne kalmışsa avuçlarımda ve'sair..






Kaçıp gitmek vardı şimdi zamandan..
Kaçıp gitmek geriye kalan ne varsa..
Off.... (!)


Nursalkımın..

9 Kasım 2015 Pazartesi

Tutsak



Ruhum hür..
Yüreğimse sana tutsak..
Gecelerim yoksun güneşinden..
Hayallerim dipsiz,
Bir tek gülüşün eksik kaderimde..
Çocuk yanım kırgın ve sana hasret..

Gelmeliydin,
Hazan yüreğime mühürledi sanki..
Yusuf misali dipsiz kuyularda,
Züleyha misali şaşalı dünyanın yalnız kıyılarında,
Yandım sana..

Gel..
Ateşinde eriyen buz misali olayım..
Ellerin kelepçe olsun ellerime,
Yüreğin ise dipsiz zindanım..
Ömür boyu sana mahkum olmaya razıyım..

Gel, sadece gel..







Nursalkımın..

5 Kasım 2015 Perşembe

Rûya..



Çok bunaldım, bağıra çağıra haykırmak istiyorum..
Hayatın grimsi kasvetinden,
Uslanmaz ruhun hasretinden,
Deli havaların alacasından..
Kendimden,
Senin sessizliğinden..
Hayallerin imkansızlığından..

Gerçekten tıkandım, hislerim şuursuzlaştı...
Düşüncelerim uyuştu,
Kelimelerim halsizleşti!


AĞLASAM geçer mi?
Anlatsam geçer mi..



"Dağılmış saçlarım gönlünün yatağına, UYANDIRMA..
  Sabah olsun ben giderim, sen kal Rüyamda.. "










Nursalkımın..

3 Kasım 2015 Salı

..



Yazmak istiyorum..
Sana anlatmak her şeyi..
Hayatımın ne kadar zor olduğunu..
İçimde taşıdığım ağır yükleri, pişmanlıkları, keşkeleri..
En çokta içimde ki kara deliği anlatmak istiyorum,
Beni her an yavaş yavaş sinsice içine çeken kara deliği..

Ne zaman büyüdük biz, ne zamandan beri böylesine yok oluyorum..?
Sayamıyorum artık geçmiş hazan yılları
Ve gelecek..
Gelmesinden en çok korktuğum gelecek..
Bir şey olacağından değil de olmayacağından..
İşte hiç bir şey olmayacak ya en çok bundan korkuyorum..
Umutlarım gittikçe törpüleniyor, nereye baksam hazan açıyor dünya..
Damlıyor bir bir günahlar insanlığımızdan..
Sahte sevgiler, sahte gülüşler ve sahte ışıklar...
Ve en çok çaresiz kalışlar..
Kendi çaresizliklerim, kaybedişlerim boğuyor beni..
Hep kaybetmiş ve özlemiş olmak!
Geçmişin beni böylesine ürkütmesi bu yüzden...
Neden payıma bu kadar özlem düştü ki..

Biliyor musun sadece şarkıların hüzünleri gerçek geliyor bana..
Sadece şarkılar ağlıyor bence aşklara..
Geri kalan her şey fani ve bir çıkar peşinde..
Ölümsüz aşklara inancım yok ki artık!
Zira herkes çıkarı kadar seviyor diğerini..

Belki bende farklı değilim kimseden,
Ama bildiğim tek şey ben seni isteyerek seçmedim
Ve bilerek sevmedim..
Hem zaten bu sevdada payıma düşen bir çıkarım  yok ki..
Üstelik umudum da yok..

Sadece yine kaybediş var, sadece hüzün var, hazan var..
Sadece umuda karışmış koca bir umutsuzluk var..






Nursalkımın..

27 Ekim 2015 Salı

Düş..



Sadece bir "Düştün"..
Tutamadım seni yüreğime düştün..
Bekledim..
Gelmedin, geceye düştüm..

Oysa sen sadece bir "Düştün"..
Koştum hayallerinin ardından, çok koştum..
Nereden çıktında rüyalarıma uçtun..
Üstelik adın dua oldu her sükutuma..
Sen diye diye sustum..
Kabule varamadan yolum, ateşe düştüm..



Tüm şehir sustu gönlümde, 
Gülüşlerimde ki tüm kuşlar öldü..
Sen benim neler çektiğimi nereden bileceksin ?






Nursalkımın..

14 Ekim 2015 Çarşamba

Üşüyorum..


Hatırlar mısın?
Yağmurlar yağarken sahilde sırılsıklam kaldığımız o geceyi...
Hani tutup kollarımdan gözlerime bakarak birleştirdiğin o heceyi...
Durdurmuş dünyayı ve usulca avuçlarıma vermiştin ya hani sevdayı,
Yıldızları denize döküp, ışıltılar saçmıştın çocuk rüyalarıma,
Başımı yaslayıp omzuna, ufacık öpücükler kondurmuştun alnıma,
Hani sabaha kadar durmadan bana masallar anlatmıştın...
Hani güneşin doğuşunu sarılıp battaniyemize koyun koyuna izlemiştik,
Hani ben o bankta göğsünde uyuya kalmıştım da kıpırdamamıştın saatlerce...
Hani yüzümü avuçlarına almış ve beni saklamıştın rüzgârdan...
Hani ben ağlarken mutluluktan, öperek silmiştin gözyaşlarımı...
Hani tutup umutlarımdan, unutulmazlık üflemiştin ruhuma?
Hani karartıp gözlerimizi yeminler savurmuştuk bağıra çağıra?
Hani biz ..
Hani...

Hatırlar mısın sahi?
Şey.. Ben unutamadım da bir türlü..
Vefasızlığı soracaktım sana ...
Korkma, sadece toz kaçtı gözlerime,
İnan ki çaresizlikten ağlamayacaktım...
Yoksun ya, şimdi ben gecelere küs, gündüzlere dargın yaşıyorum..
Hani biz yine o sahilde birbirimize arkamızı dönüp gittik ya,
Hani gözlerimiz ağlarken hıçkıra hıçkıra biz elveda diyemeden bittik ya..
İşte ben mevsimleri şaşırmışım o gün, şimdi yazı kış, kışı yaz yaşıyorum..
Kışları yanarken kuytularda ateş alev, yazları buz gibi üşüyorum..
İşte o günden beri ben yüreğime saplanan bu acıyı kalbimde taşıyorum...
Hani ölürüz demiştik ya ayrı düşersek..
İşte ben canımı o gün sende unutmuşum, şimdi biçare bedenimde ruhsuz yaşıyorum...
Üzülme benim için, acıları da tanırmış zamanla yürek, yavaş yavaş kedere de alışıyorum...

Öylesine yani..
Soracaktım sadece..
Üşüyorum da ben, soracaktım güneşim de mi sende kalmış?
Yoksa onu da mı benden zalim kader almış?
Üşüyorum sadece..

Biliyorum gitmek gerekiyor artık bu acılardan..
Biliyorum artık silmek gerekiyor maziyi, kaçmak yangınlardan..
Saplanıp kalan acıyı ovuşturmak, geçmek yalnızlardan...
Biliyorum hepsini, İnan biliyorum..
Bir sitemim de yok ama,
Yine de üşüyorum...



// 2007-Eskilerden..


Nursalkımın..

13 Ekim 2015 Salı

ızdırap


Bak gözlerimin derinlere..
Ah şu devaya kavuşmayan dertler vardır ya,
Hani sonsuzluğa uzanıp sam yelinde saklanan..
Hani ölüm döşeğinde içi geçmiş hayaller vardır ya,
Kurtulması mucize olan..
Bak gözlerimin derinlerine..
Ne ifrad göreceksin orada, ne de yaşamaya dair bir ışık..
Her firakın yasını tutmayı kendine görev bilmiş bir teslimiyetsizden başka..
Her acıyı kendi bünyesinde biriktirmiş bir ruh ve karmakarışık!
Gel.. Bak gözlerimin derinlerine...
Gittiğin, beni yalnızlığa terkettiğin hikayenin son paragrafından!
Ne olur dön, ne olur geri gel..
Damarlarıma nakşettiğin bu hüzün, kalbime ulaştıkça her saniye...
Durasım geliyor zamanın en orta yerinde!
Durdurasım geliyor hayatı bam telinde!
Dünyaya azrail kesilesim geliyor, kader sanki ecelin ellerinde..
Bak gözlerimin derinlerine..
Yüreğine işleyecek ızdırabımı orada bulacaksın..
Acıyacaksın belki bana, belki sarmak isteyeceksin yaralarımı...
Belki tutmak ellerimi, belki baştan kurmak hayallerimi..
Bak gözlerimin derinlerine...
Gördüklerinden ibaret bir yalan duracak karşında..
Ve ızdırabın izlerini hissedeceksin gözlerinde..
Cesaretliysen şimdi, durma bak gözlerime...




Geçimsizim bu günlerde..
Kimsesizim bu yerlerde..
Değersizim, çaresizim..

Nursalkımın..

9 Ekim 2015 Cuma

Canım Yanıyor..



Kederlerimi demliyorum yine bir yalnızlık saatinde,
Gözlerim üstü tozlanmış tebessümleri anıyor.
Gönlüm yine acıtan sevdalarına yanıyor..
İçimde ki boşluk nedendir bilmem git gide büyüyor..
Şimdi çatlarcasına sızlıyor yüreğim,
Bir mahrumiyet içerisinde tüm bedenim..
Parça parça dökülüyor tüm umutlarım..
Bil ki canım çok yanıyor!

 Sana dairim, Suskunum..




Dur geri döndür beni sende,
Ölüm olsa götür beni de..

Nursalkımın..

6 Ekim 2015 Salı

Hüzün Durakları



Ucuz bir hayat..
Hırslar, öfkeler, can yakmalar, kalp kırmalar bedava..
Düşünmeden söylenen her söz yüreğe batan ufak cam parçaları..
Neden bu kadar hafif geliyor akan gözyaşları...
Yalnızlık durdurur ruhu hüzün duraklarında,
Yaşarken acıyı beden hüznün doruklarında...
Üç beş hırsın peşinde harcanıp giden bağlılıklar..
Kararan gök yüzü, fırtına koparan dudaklar..
Yolunu kaybetmiş bir yolcu,
Uzanacak bir ışık yok...
Kıyıya vuran bir deniz yıldızı...
Kimse ama kimse kaldırıp atmaz seni suya................
Şimdi yalnızlıklar durağında, hüznün doruğunda, acının ellerinde, yaşamın kıyısında bir yerlerdeyim..
Bilmiyorum, bilseydin ne kadar acıttığını sözlerin beni üzülür müydün?
Görseydin ne kadar kanattığını susar mıydın?
Avutur muydun yüreğimi?
Siler miydin gözlerimi?
Sarar mıydın yaralarımı?
Peki tutar mıydın titreyen ellerimi?
Isıtır mıydın avuçlarında?

Şimdi sen !
Yüreğimi sonsuza dek susturuyorum,
Seni içimden terk ediyorum,
İçimde ki sevgini yavaş yavaş öldürüyorum.

Ve bir gün aklında sadece adım kalır!
Ruhumu uçuruyorum bedenimden,
İsyanlarımı gömüyorum toprağa..
Ve ben artık gidiyorum..
Gidiyorum,
Kayan bir yıldız misali...
Sonsuza dek sönüyorum..!



Korkuyorum...

Nursalkımın..

2 Ekim 2015 Cuma

..



Yoruldum..
Bir adım dahi atacak mecalim yok..
Taktığım huzur maskesi çürüdü..
Hüzün ciğerlerime yapıştı sanki..
Yaşıyorum öylesine ve öleceğim..
Nereden düştün ki rüyalarıma, neden düştün...
Seni tadan bu yürek bir daha iflah olmaz artık..
Yürek sende can bu bedende bir ömür geçmez artık..
Su gibisin, susadım sana...
Bıraksan da kana kana içsem seni..
Bu belkide bir faninin son deli arzusu..
Çöle düşmüş bir Leyla'nın son isteği...
Son umudumdun dallarımda çiçek açamadan kuruyan..
Son'umdun..
Soldum...
Artık çokça bir isteğim yok ki ne elden ne senden..
Seni saramadan öleceğim biliyorum..
Bir defa olsun teninin nasıl koktuğunu bilmeden..
Senin olamadan, kimsesiz, öylece sahipsiz..
Ve bunları bilmek canımı ölesiye yakıyor tahmin bile edemezsin...
Bari toprağım ol..
Artık fark etmiyor hiç bir şey...
Ne yazık mutlu kavuşmaların tesellisi benim ömrüne yazılmamış..
Kutsalın tecellisi, bende mümkün kılınmamış..

Hala kısık sesle edilen mahcubiyetimin ardında ki son duamsın..

Saklım, yüreğimin diğer adısın ..
Söylüyorum bak avaz avaz..
sevdim seni, çok sevdim..
Ve geç kaldım..
Yüreğine varamadan tükendi yollarım..

Her şeye eywallah, çok yoruldum.....


// Eskilerden

Nursalkımın..

29 Eylül 2015 Salı

İhtimal..



Sen bilmesen de severim ben seni..
Gizli gizli izlerim saklandığım bir gölgenin arkasından..
Ellerim yetişemezse sana bakışlarım yoklar tenini..
Bir şeyler başardığında alkışlar, kaybettiğinde ise sıkı sıkı sarılırım hüzünlerine..

Sen bilmesen de severim ben seni..
Bir kanaviçe gibi işlerim yürek damarlarıma suretini..
Hayallerimi tüm gerçekliği ile feda ederim bir bakışına..
Emrine amade bir köle misali koyulurum yollarına..
Sana döner tüm sapaklarım, gözlerinin karasına varır tüm çıkmazlarım..

Sen bilmesen de severim ben seni..
Sesszce, uzaktan..
Bir dokunuşuna bin hasret..
Özlemler koyarım yarınlarıma..
Andığım her sevda sen olursun..
Gördüğüm her düş, uyuduğum her rüya...
Çaresizliğe fısıldadığım efsunu yanmış her dua...

Sen bilmesen de severim ben seni,
Bilinmezliklere emanet ederim her gece aşkını..
Her şafak biraz daha sancır yüreğim..
Her "kim bilir" cümlesi takıldığında boğazıma..
Aklıma imkansızlığın gelir..
Yine de umut ederim tüm yokluğuna rağmen varlığını..
Vazgeçmeden ışığım olur ihtimalin..

Sen bilmezsin ne hayallerle yaşarım ben seni..
Sensz ölüme adarım tüm varlığımı..
Sevişine, sevişmelerimize hasret büyütürüm..
Üşürüm sıcaklığına iklimler boyu..
Yanarım serinliğine denizler dolu..

Sen bilmezsin de;
Son kez SENİ sevdim ben,
Ve son ışığımdır artık ihtimalin..









Nursalkımın..

16 Eylül 2015 Çarşamba

Eylül Kadar Yalnızlık..



Kaç eylül daha?
Söylesene, kaç eylül daha gerek bana seni unutmak için?
Kaç bahar daha solmalı gözlerimde?
Kaç zaman daha eskitmeli, kaç saniyeyi daha kurban etmeliyim uğrunda!
İçimde ki ateşin küllere vurması için,
Söyle kaç kez daha alev alev yanmalı ve usulca sönmeliyim?

İçime işleyen gözlerini silebilmek için aklımdan?
Kaç gece daha uykusuzluğa yenik düşmeliyim?
Kaç gözyaşı daha uğruna yağmalı damla damla ruhumdan..
Kaç kalem, kaç kelam daha..
Söyle, Tesirine tutuklu benliğimi senden geri alabilmek için,
Kaç mevsimi daha heba etmeliyim?

Söylesene daha neleri tüketmeliyim azad olmak için sevdandan?

Sen bana kavuşmaların son bulacağı deva idin..
Sen canıma can, tenime yar idin..
Sen feri solan gözlerime vuran son dem,
Ezilmiş cümlelerime kelam olan son kalem idin!
Sen bendin ben sana yazılmış söz idim..
Sen umutların söndüğü bir geceye yıldız,
Sen karanlığıma parlayan ışığım,
Üşüyen gönlüme yanan ateş idin..

Sen hasretine yandığım,
En çok nasıldı kokun onu bilmek isterdim..
En çok başımı omzuna yaslayıp gözlerimi yummaktı hayalim..
En çok nasıl severdin beni onu hissetmek isterdim..
Tüm teslimiyetim sanaydı, bilmediğin duvarların ardında..
Dünya değildi derdim, dünyada bir tek sen idin..

Bir bilsen benim için kaç bilinmeyenli denklemdin?
Çözemedim, çözümsüzlüklerde kayboldum..
Söyleyemedim, imkansızlıklarda savruldum..
Sükuta yenik düştü tüm umutlarım..
Sessizce, pare pare yok oldum..
Dilimin ucunda kaldı, SEN'i seviyorum diyemedim..
Sustum..

Şimdi soruyorum kendime daha kaç Eylül daha susmam gerek..?

".. Gelmeyelim göz göze ağlarım dayanamam.."

// Eskilerden

                                                                 











Nursalkımın..

11 Eylül 2015 Cuma

Gece..




Bırakın beni,
Şimdi kara bir gece yankılanıyor yüreğimde..
Yıldızlarım virane gönlümden tek tek firari..
Hangi aşk tutmuş ki yangın suretinde çehremi
Söyleyin hangisi ruhuma yoldaş hangisi olmuş bana fedai?

Tutuklu kalmış sevdam boynunda bir vefasızın..
Bir lahza bile dinmiyor yüreğimde ki sızın..
Git ne olur, nefesimi vursun yokluğun ansızın!

İstemem artık yarınları...
Bırakın ben bugünlerde kalayım..
Şimdi yatıp uyuyayım ve yarına bir daha hiç uyanmayayım..
Bırakın beni gecelerde yanayım !
Bırakın bu gece gözlerimi son defa yumayım !
İstemiyorum!
Yarın olduğunda beni bir daha uyandırmayın !

Umudum kayıp, aranmıyor..







Nursalkımın..

9 Eylül 2015 Çarşamba

..



"Allah yolunda oldürülenlere ölüler demeyin. Aksine onlar diridirler ancak siz fark edemiyorsunuz." (Bakara, 2/154)

Nursalkımın..

3 Eylül 2015 Perşembe

Uyan!


İçim yanıyor çocuk..
Canım da yanıyor..
Düşünüyorum küçücük bedenin serin sularla boğuşurken, 
Minicik aklından neler geçti..?
Çocuk aklın kavrayabildi mi ölümü?
Ya kıymetlin, annen, kendi çaresizliği ile boğuşurken,
Senin için, abin için neler düşündü..?

Düşünmekten düşüncelerim uyuşuyor çocuk!
Düşünüyorum da tüm cevaplar boğazımda düğümleniyor!
En çokta elimden senin için ne gelirdi diye düşünüyorum!
Ne yapabilirdim..
Ne yapabilirim senden sonra ki tüm çocuklar için?

Bilmiyorum çocuk..
İmkansızlıklar mı engelliyor beni yoksa nefsani gafletlerim mi?
Ben senin-sizin için dua etmekten başka bir şey yapamıyorum..
Çaresizliğimden utanmıyorum, İĞRENİYORUM çocuk..

Uyan, uyan hadi çocuk..
Havalar soğuk, üşümemelisin..
Dilin, dinin, ırkın farketmez çocuk..
Sen cennete sahillerden gitmemelisin..





Nursalkımın..

1 Eylül 2015 Salı

Araf..



Yüreğimden kaçıp sığınabileceğim bir şehir var mı?
Nereye baksam tek gördüğüm gözlerinden bir bir kayan yıldızlar..
Şimdi tam da sözün bittiği yerdeyim, sendeyim..
Sev beni, sev!
Araftayım!

Tükenmişliğin esaretinde savruluyorken ben,
Ah sevgilim şu sevda azabını bir çek ruhumdan!
Tesir eden senden başkası değil a cancağazım,
Gör beni, gör!
Ateşler içinde yanmaktayım!

Hangi kaybediş böylesine öldürür ki ruhu?
Hangi dem böyle perçem perçem yakar?
Sen bulamadan yitiğimsin a yürek parem,
Sar beni, sar!
Makamı segâhtaym!

Güneşime kurşuni takıldı ya bakışların,
Ben gölgene talip, gölgene yangın ve bitap.
Şimdi çık şu kara gecenin koynundan da
AL BENİ! AL!
Çaresiz kıvranmaktyım!

Yedi veren misali sevdanla ay bana,
Hangi gülün goncasına sinmemiş ki kokun,
Tüm duyularım şimdi yek sana tutsak!
Sal beni, sal kara geceden!
Azaptayım!

Meftununum yar, istemesen de beni neye yarar?
Ben senden geçeli, seni sebepsiz ruhuma seçeli çok oldu!
Şimdi ister al koynuna ateşinle yak,
istersen savur gitsin yüreğinden, tut at!
Fark etmez bana bundan gayrı..
Ben artık yalın yürek,
Mısralardan firar etmiş derbeder bir hayattayım....





Nursalkımın..

29 Ağustos 2015 Cumartesi

Geceye gelsin..



Yine andım seni bir uyku arası..
Tam da  yeni yeni alışıyordum uyumaya..
Tam da yumacaktım gözlerimi bedbaht bir karanlığa!
Tam da şimdi, nerden ve neden düştün ki aklıma..?

Anlamıyorum,

Seni sevmek hakkım değildi madem, madem yasaktın bana,
Hani varlığım sıcaklığının koynunda asla vücut olup seninle bir araya gelemezdi?
Madem hakkım olamayacak kadar güzeldin, madem bana düşmeyecekti sevişlerin,
Söylesene, şimdi amansız ateşlere düşmüş bir bedevi misali hasretini çekmek neden bana düştü?

Soruyorum kendime!

Hani ben sadece hayalini sevebilirdim, öyleyse neden varlığın bu kadar hayalken, yokluğun böylesine gerçek şu deli bünyemde?

Biliyor musun? Artık kifayetsiz kalıyor uykularım rüyalarıma, şimdi usul usul kanıyor sevdam, yine düştün ya aklıma...

Şimdi yalnızlığım yokluğunla bütünleşen paslı bir iğne, kanata kanata batıyor bağrıma...

Söylesene kimsin ki sen!
Nerden buldun beni tüketecek bu cüreti, söylesene nerden?

Söylesene kuzum, yitirecektim  aydınlığımı senin yansımalarında madem, madem eriyecektim gece dolu gözlerine her baktığımda gizliden,
Neden çekip aldı sevdan beni kurduğum tek kişilik fani dünyamdan?

Söylesene ey garbım, ey şemsim, ey şimalim söyle neden!

Tam bitmişken ben, çaresizlikten buram buram tükenmişken,
Nerden çıktın ki sen!
Neden karıştın yeşil yağmurlarıma, neden kucak açtın sızlayan yanlarıma?
Nerden ve neden!

Söyle! günah değil miydi de geldin utanmadan girdin en masum hülyalarıma?
Oysa ben tam da iki üç çapulcu hayale, yarım yamalak bir yaşantıya razı olmuşken!
NEDEN..

Kesip ümidimi, kangren olmuş umutlarımı zayi edilmişlik makaslarıyla budarken,

Nerden geldin, hangi kimlikle sildin gönlümün gözyaşlarını ben gizlice ağlarken?


Sana neydi, ister ağlardım ben, ister gülerdim!
İster tamanlanırdım ben ister yarım kalırdım...
İster konuşurdu hali lisanım, ister lal'e bürünür sessiz olurdum?


Ah sevgilim, ah acılarım, ah sol yanım, ah sağ kanadım..

Ah yazım, ah baharım, ah kışım, ah dualarım..

Ah adı hayat olan son durağım..

Ah soğuk rutubetli gecelerime dolan sıcağım..

Ah tüm kararmışlıklarıma yanan ışığım..

Ah gece dolu gözlerine hayran olduğum, ateşiyle yandığım..


Söylesene tam da en güzel yerinde!
Sen bilmeden işlerken gözlerin gözlerime!
Tam da eriyorken ben sevda denizinde!
Bir anda hayat neden böyle karardı?
Gecelerden korktuğumu sana söylemiştim,  biliyordun oysa!

Pardon da güneşi kim çaldı ?

Offffffff...

Vurdum yine gecenin en dibine!!!! Vurdum yine senin ihtimaline...
 //2006


Nursalkımın..

27 Ağustos 2015 Perşembe

sustum...



Sustum,
Ben ömrümde en çok sana büyüttüğüm sevda için sustum!
Bir gün teninde şefkati bulma umuduyla sustum!
Gözlerinin gecesine hapsolup, sesinin tınısıyla sarhoş olurum diye sustum..

Sustum,
Gün olur sessizliğimi duyar da bana ses olursun diye sustum..
Sevdamın dili yoktu da, sevişlerim sessizliğimle dile gelir diye sustum..

Oysa anlatabilmeyi isterdim..
Yüreğimde senin için büyüttüğüm çiçeklerin renklerini,
Sımsıcak hasretimi, hayallerimi, arzularımı...
En çokta seni sevmenin nasıl beni ayakta tuttuğunu anlatbilmeyi isterdim..

Olmaz ya!
Yinede bir gün beni sevebilme ihtimaline ne dualar, ne adaklar sakladığımı bilmeni isterdim..
İçimde ki her şeyi sana anlatmayı sonra da dokunup yüreğine kalp atışlarında can bulmayı, sıcaklığını hissedebilmeyi isterdim..

Oysa sustum..
Seni sevmenin güzelliğini anlatabilecek bir kelime bulamadığım için en güzeli susmaktı!
Bende Sustum....







Nursalkımın..

21 Ağustos 2015 Cuma

Müebbete Kaldım



Yüreğimin müebbete tutuklu kaldığı güzel sevgili..
Kır artık şu avare gönlüme vurduğun kelepçeleri..
Ne olur azad et hapsine mahkum ettiğin geceleri..
Uğrama artık, bana bırak dilimde yarım kalan heceleri...


Ey ömrümü benden habersiz saran gamsız ruh!
Her aklıma gelişin fütursuzca nefesimi kesiyor...
Sensizliğe vurduğum her an beni bende katlediyor!
Vebalim olduğundan bu yana, günüme güneş doğmuyor..


Acımadan gözlerime, göz yaşlarıma hapsolan zalim!
Hiç mi vicdan yok sende? Yeter ! Yeter bırak!
Sessizliğinle tüketme ümitlerimden arda kalanları..
Yeter! yüklenme üstüme, kalmadı ayakta duracak halim!


En masum rüyalarıma en acı yoksunluğu salan hain!
Ebedi aşkına mahkum ettiğinden beri beni halim..
Dönmüyor artık dünyam, hapsoldum karanlığa,
Dolmuyor çilem çekmekle, ben yine ateşe talim...





Nursalkımın..

18 Ağustos 2015 Salı

Sev..


Ruhum korkak bir güvercin, ürkütmeden sev beni..
Gidişler kanıma dokunur, korkutmadan sev beni..
Ben yolsuzlar kervanında arsız ama garip bir yolcu,
Kaybet dudaklarımda yolunu ve bul kalbimi..
Susabilirsin,
Sözcükleri savur at an'ın kıyısından..
Fark etmez sadece dokunuşlarınla SEV beni,

Gel..
Tut parmak uçlarımı, yeniden çocuk olalım seninle..
Çayırlar, çimenler bulut olsun ayaklarımızın altında,
Hayallere uçalım iç içe, göz göze, hoyrat bir sevgiyle..
Ne ecel caydırır yolumdan ne kan kırmızı bir acı,
Eğer öpersen saçlarımdan, yüreğim ölüme bile gelir seninle..

Korkma sevilmekten, usulca bana bırak gece dolu gözlerini,
Sen sadece, sadece ılık ılık sev beni..







Nursalkımın..

17 Ağustos 2015 Pazartesi

KİTAP YAZIYORUM / Sır Düğümü 4, 5 ve 6. Bölüm

Hepinizi özledim..

Bir kaç haftalık mahrumiyet tatilimden sonra nihayet döndüm. Beni merak edenler olmuş, çok teşekkür ederim. Ne yazık ki gittiğim yeşil cennette internet imkanım kısıtlı olduğundan pek giremedim ve bu yüzden hikayenin yeni bölümlerini yayımlayamadım.

Çok uzatmadan yayımladığım bölümlerin linklerini veriyorum. Ve unutmadan YORUMLARINIZ benim için çok önemli.

Sevgiyle kalın ve duayla...










İyi okumalar...


Nursalkımın..

23 Temmuz 2015 Perşembe

KİTAP YAZIYORUM / Sır Düğümü 2 ve 3. Bölüm




Merhaba arkadaşlar.

Takip edenler varsa yazdığım kitabın 2. ve 3. bölümlerini de yayımladım. Fikirleriniz benim için son derece önemli. Bana katlanıp okuyan herkese şimdiden teşekkür ederim.

2.Bölümü okumak için TIKLAYINIZ

3.Bölümü okumak için TIKLAYINIZ


Deeptone(TIK)  Teşekkür ederim. Benim şiirlerimi ve hikayelerimi basmak isteyen yayın evleri olur mu bilmem ama. İnşaALLAH yazı dizini en yakın zamanda okuyup sana fikir danışacağım..


Kedili Evin Tarzı (TIK)  Sen ne güzel bir insansın. Hep varsın ve nedense seni hep yakın hissediyorum. İyi ki varsın :)

Lady Bug (TIK) Çok teşekkür ederim, gözlerine sağlık. Bu hikayeye yaklaşık 6 sene önce başladım o zaman nedense yabancı karakterleri seçmiştim. Sanırım fantastik hikayeler hep yabancı ülkelerin üzerinde döndüğü için. Şimdi bende merak ettim acaba neden yabancı karakter seçtim :S

Yorumlarınıza geç cevap verdiğim için üzgünüm işler bayaaa yoğun bu aralar. Sevgiler..

Nursalkımın..

21 Temmuz 2015 Salı

KİTAP YAZIYORUM / Kayıp Yıldız - Sır Düğümü



Yeni bir hikayem var, aslında hikayenin büyük bölümü eskiden yazıldı ve yarım kaldı şimdi niyetim onu tamamlamak.. Tabi ki her yazan kişi gibi isteğim okunması ve sevilmesidir.. Hikayemi telif hakları sebebi ile bir site üzerinden yayımlayacağım ve her yeni bölümde buradan link atacağım.. Okuyup fikirlerinizi beyan ederseniz çok sevinirim... Bir de arkadaşlarınıza önerebilirseniz benden mutlusu olmaz tabi.. Şimdiden okuyan arkadaşlarıma çooook teşekkür ediyorum..


İlk Bölüm : Rüya OKUMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ LÜTFEN

Nursalkımın..

20 Temmuz 2015 Pazartesi

Mavimsi / Kurşuni..


Acının bilindik bir rengi var mıdır?
Beni acıtanları anlayabilir misin ?
Tanır mısın hüzünlerimi mavimsi renginden?
Gelir misin bana, gelmişken biraz kalır mısın ?

Sahi mucize diye bir şey var mı hayatta?
Ya da benim için bir mucize olur muydun?
Tutar mıydı ilk bahar tenimden, 
Kırlangıçlar konar mıydı dallarıma?
Yağmur olup yağar mıydık seninle?
Sahi benimle denizlere koşar mıydın yalın ayak?

Ben neredeyim ?
Sen neredesin?
Neden bu kadar kurşuni dünya..
Neden karmaşık böylesine hayat..
"Kördüğümüm"sün..
Neden çözümsüzlüklerim bir dünya..

Neden sevmek yarım kalmak gibi..
Neden her hücremde böylesine varken, yoksun?
Nasıl bir hastalık bu?
Tedavisi var mı ?
Bir daha iyileşebilir miyim sence?

Nasıl anlatabilirim yorulmuşluklarımı.?
Beni ne kadar anlayabilirsin ki zaten..
Acının bilindik bir rengi var mıdır..?
Bir bilsen nasıl ufaldım..
Küçücüğüm..



//öksüz gibi.. 




Nursalkımın..

13 Temmuz 2015 Pazartesi

Mevsimler..



Mevsimler gelip geçiyor yüreğimden!
Ve ben..
Küçük bir umut tohumu ektim aşka dair gönül toprağına..
Yaz, kış demeden bekliyorum..
Bir bahar sabahı diyorum..
Diyorum da..
Olmuyor!
Ya mevsim çok sıcak ya  da yüreğim çok soğuk..
Beklemekten başka ne çarem var ki?
İmkansız düşler biraz daha yakıyor canımı..
Sabır taşı çatladı, bekliyorum..
Tükendi umut, tutmadı tohum...
Ben hala bekliyorum...





Nursalkımın..

29 Haziran 2015 Pazartesi

Son..

"Bir adam var düşümde, tam dokunacakken uyandırıldığım.. 
Bir adam, sonumuzun ne olacağını hiç öğrenemediğim.. 
Düşümde bir adam var, benim mi bilemediğim.. 
Bir adam var diyorum, düşünüp düşümden ayrı kaldığım... "




Hüküm bitti..
Sensizliğe verdim yeminlerin her bir kelimesini..
Kahreden sözleri bir bir içtim..
Yorgunluk sardı yılgın bedenimi..

Çok oldu yar..
Benliğim benden çoktan geçti..
Gençliğim, baharım soldu,
Gözlerimde ki ferman çoktan gitti..

Kara gözlerinin kıvrımlı kirpiklerinden öylece savruldum..
Ben sonu olmaz nafile bir yoldayım, yoruldum..
Ölüme aşık, ölüme tutkun tüm hayallerim...
Ben ezeli vurdum ecelime,  tufanında savruldum..
Kanadım kan kırmızı, ateşinle yandım..
Kavruldum..

Kimselere söyleyemedim seni..
Gönlümün mabedinde saklı adın..
Hayalini alıp yaralarıma sardım..
Soluksuzum...
Şimdi bir nefessin bana..
Son bir nefes..
Bil..

// Eskilerden




Nursalkımın..

11 Haziran 2015 Perşembe

Tutulma..

Yazamıyorum,
Yazmaya varmıyor parmaklarım..
Kelam ise yüreğime kilit..
Donuklaştım, hissizleştim..
İçimde ince bir sızı usul usul kanıyor..

Kelimelerin beynimde ki iz düşümü varmıyor sayfalara..
Kalem bitkin, cümleler suskun..
Kulaklarımda belli belirsiz uğultular..
Bağırmak, haykırmak istiyorum..
Baş kaldırmak bu düzene,
İsyan etmek insanların bu tek düzeliğine!
Olmuyor, susmak kolay geliyor..
Bitkin ve tükenik hissediyorum..
Boş verdim...
Susuyorum..

Evet sana susuyorum en çok..
İçimden seni kana kana içmek geliyor..
Ellerimi uzatıyorum hayaline,
Dokunamamak nasılda canımı yakıyor bilemezsin..
Oysa şimdi burada olsan, ürkek bir serçe misali önce dallarına sonra kollarına konsam..
En çokta saçlarının kokusunu merak ediyorum..
Ve parmaklarının sıcaklık derecesini..
Bir bardaktan su içebilir miydik?
Dondurmanın en lezzetli yerini bana verir miydin?
Ve senin beni sevmen nasıl bir şey olurdu..
En çok nasıl severdin beni onu bilmemek acıtıyor..

Utanmak nasılda işlemiş ciğerime..
Kendimden utanıyorum, duygularımdan utanıyorum...
Sevmek karartır mı insanı..
Seni içimden seviyor ama dışımdan kap kara hissediyorum..
Duygularım salkım saçak, sevmelerim afaroz, sevişmelerim tarumar edilmiş,
Oysa buraya yazmak için aklımdan cümbüşlü süslü binlerce kelime gelip geçiyor..
Hepsini sağa sola geçiştiriyorum..
Benliğimin ta ortasında şekillenen senden ibaret kelimelerimi yine senin için saklıyorum..

Karma-karışığım..
Dünyam dönüyor, sen dönüyorsun, ben ise hep yerimde sayıklıyorum..
İçimde ne kasırgalar ne tufanlar dönüyor da suretim nasıl böyle sakin?
Bana bakan ne görüyor?
Ben aynada bakınca kendimde yalnızca seni görüyorken,
Bana bakanlar nasıl sadece beni görüyor..

Suskunluğum hiç olmayan varlığınla konuşuyor hep..
Çoğunlukla sitemkar ve bazende tamahkar..
Önce bağıra çağıra sövüyorum sana ..
Sonra kendimle çelişip yapışıp ellerine gitme diye ağlıyorum..
Sanki gelmişsin gibi..
Evet ben bir deliyim..
İnkar etmiyorum..
Yokluğunda varlığına tutuldum,
İşte buna itiraz ediyor ama isyan etmiyorum...

// Eskilerden





Nursalkımın..

3 Haziran 2015 Çarşamba

Sev..



Gönlüme ateş düşüren kara gözlü..
Yüreğime can batıran yağız sözlü..
Yıllar senin hasretine dolana dursun,
Eller beni deli bildi, varsın olsun..

Güneş kararalı, zaman dalımda çürüdü,
Yalnızlık kervanı aldı başını çoktan sineme yürüdü...
Bir bilse el-alem gönlümde başı boş gezinen dertleri,
Dünya utanır kendinden, alem halime üzülürdü..

...

Düştü cümlelerim bir bir yürek kıyısından..
Sana adanmış kelimelerin şimdi kalbi kırık..
Yalancı baharlar geldi geçti ruh penceresinden..
Ölüme düştüm,
Çok üşüdüm hayalini örttüm üstüme geceler boyu..

..

Gel, dudakların ecelim olsun..
Ürkütme beni,
Duygularımı vahşi bir kısrağı sever gibi sev..
Yeter bu delilik artık kollarında son bulsun..

Gel de gayrısı fark etmez,

Gel, isterse ölümüm ellerinden olsun..

.

Özgürlüğüm bakışlarına takılı kaldı..
Lütfen gel, hayallerimi hayalin esir aldı.








Nursalkımın..

26 Mayıs 2015 Salı

Mucize...




Bazen bir mucize umuyorum yaradandan..
Yorgunluğum son takatimi de vurup giderken,

Yarım kalıyorum..

Aynada ki yüzüm ıssız,
Tüm kelimelerim sessiz,
Biraz mağrur, biraz hissiz,
Kendimden kaçıyorum!

Umutlarım dibe vurdu, dayanamıyorum..






Nursalkımın..